Wednesday 26 August 2009

İnceleme: Roland Micro Cube RX




Minik Ses Küpü

Küçük gitar amplifikatörlerinin tercih edilmeme sebepleri nelerdir? Ufak hoparlörlerinden çıkan cılız ve çalınması zor tonlar, yetersiz güç ve çalanı soğutacak kullanışsızlık... Roland, Micro Cube ile yakaladığı başarısını 4 hoparlörlü RX modeli ile devam ettirmeye kararlı görünüyor. Fiziksel yapısı küçücük olan Micro Cube RX'in ses kalitesi acaba tatmin edici mi?

Roland'ın Micro Cube modelleri ile 2004 yılında tanışmıştık. Küçük boyutlu gitar amplifikatörleri konusunda adeta bir devrim yaratan ve tonal başarısı ile sıkı bir hayran kitlesi edinmeyi başaran modelin ürün gamına ilerleyen yıllarda Cube 20, Cube 30 ve Cube 60 modelleri de katıldı. Modelin en büyük ağabeyi olan Cube 80 de 2009 yılı ile beraber tanıtıldı ve Cube ailesi şimdilik tamamlanmış durumda. Sound ekibi olarak bu ay test için Roland'ın Cube ailesinden en küçük üyeyi seçtik. Spesifik olarak bu model üzerinde ısrarcı olmamızın sebebi, yaz aylarının gelişi ve tatil sezonunun açılışı ile beraber taşınabilir cihazların tercih edilmeye başlanması ve piyasada küçük olmasına rağmen son tüketciyi tatmin edecek (lambalı modelleri saymazsak) kaliteli modellerin sayıca az bulunmasıydı. Peki Roland'ın Microcube RX modeli gerçekten iddia edildiği gibi bir teknoloji harikası mı, yoksa tüm bu söylentiler pazarlama departmanlarının alıştığımız sözleri mi? Bunu hep beraber göreceğiz. İlk olarak cihazın tasarım ve ergonomisini inceliyoruz...

Tasarım ve ergonomi
Micro Cube RX, tasarım olarak alıştığımız Microcube modelinden ön panelinde bulunan 4 adet 4 inçlik hoparlörü ile ayrılıyor. Hatırlayacağınız gibi modelin orijinalinde bir adet 5 inçlik hoparlör bulunuyordu. Peki 4 adet daha küçük hoparlör kullanımının ne gibi bir faydası olabilir? Bu noktada öncelikle RX'in ağırlık dezavantajından bahsetmeliyiz. Orijinal model sadece 3.3 kg'lık bir ağırlığa sahipken bu yeni modelin ağırlığı neredeyse iki katına çıkıyor: 6.4 kg. Fakat elimize geçen ise çok daha geniş bir stereo imaj ve daha dengeli bir frekans dağılımı oluyor. 6.4 kg'lık ağırlık ise taşıma konusunda bir sorun yaşatmıyor. RX modelinin değişen tek fiziksel özelliği ağırlığı da değil. Cihazın genişliği 296 mm'ye, önden arkaya derinliği 207 mm'ye ve yüksekliği de 294 mm'ye çıkmış durumda. Bu veriler ilk versiyonda sırasıyla 244, 166 ve 226 mm'ydi. Yani elimizde yaşça genç ama boyut olarak biraz daha irileşmiş bir Cube var. Güç üretimi olarak da cihazın orijinal Cube'un 2W'ına karşı 2.5W'a çıktığını görüyoruz. RX'in en büyük özelliği, pil ile de çalışabiliyor olması. Bu durum, özellikle sokak müzisyenlerini, deniz kenarında, ormanda, aklınıza gelebilecek farklı her konumda elektro gitar çalmayı arzu eden mobil müzisyenleri mutlu edecek bir özellik. Pillerin dayanma süresi ise tahmin ettiğimizden çok daha uzun. Aralıksız 20 saat açık tuttuğumuz ve gün boyunca ev ortamında komşularımızı rahatsız etmeden çalabildiğimiz cihaz, 6 adet kalem pil ile çalışıyor. Daha az efekt kullanarak sadece temiz tonlardan faydalanan müzisyenlerden aldığımız duyumlar ise günde bir saat çalımla, bir aydan daha uzun bir pil süresinin yakalanabildiği yönünde. Bu güç tüketimi bizce son derece başarılı. Micro Cube RX'in tüm kontrol birimleri cihazın üst kısmında yer alıyor. Bu durum yerden yüksekliği sadece 30 cm civarında olan bir cihaz için kolay bir kullanım anlamına geliyor. Pil haznesi arka bölümde bulunurken aynı kısımda ayak kontrolör bağlantısı ve elektrik girişi de yer alıyor.

Tonlar ve Çalım
Sırada Roland Micro Cube RX'in tonlarını öğrenmek, farklı gitar ve çalım tekniklerine nasıl bir tepki verdiğini görmek var. Ama öncelikle cihazın üst bölümünde bulunan ve farklı model amplifikatörler arasından seçim yapabilmemizi sağlayan modelleme bölümünü incelememiz gerekiyor. Roland firmasının COSM (Composite Object Sound Modeling) adını verdiği bu modelleme motoru, ilk olarak 1994 yılında VG-8 modeli gitar efekt cihazıyla piyasaya sunulmuştu. VG-8 , aynı zamanda modelleme yapabilen ilk gitar bazlı cihaz olarak da gitar dünyasında ayrı bir yere sahiptir. Gitar sektöründe yer alan modelleme teknolojisi, günümüzün bilgisayar bazlı müzik endüstrisinde gerek sanal (Amplitube, Guitar Rig gibi yazılımlarda) gerekse enstrüman (irili ufaklı bir çok amplifikatör, efektör ve hatta Line 6 Variax Serisi'nde olduğu gibi gitarların üzerlerinde bile rastlamak mümkün) bazlı olarak halen popülerliğini koruyor. COSM teknolojisi, orijinal bir ses kaynağının (mesela Roland Jazz Chorus modeli bir gitar amplifikatörünün) sinyali ilk aldığı noktadan, hoparlörlerinin titreşimine kadar geçen tüm sinyal yolunu modelliyor. Roland firmasına göre bu durum modelleme yapan diğer marka cihazlardakinden daha farklı bir teknoloji. COSM teknolojisinde amplifikatörün sesini açtıkça modellenen orijinal amplifikatördeki gibi bir natürel overdrive yaşamak ve buna bağlı olarak daha dinamik bir tonal yelpazeye sahip olmak mümkün. Bu teknolojiye sahip minik Cube RX de elinden gelenin en iyisini yapıyor ve ilk notanın vurulmasıyla beraber ciddi bir şaşkınlık yaratabiliyor. Testlerimiz sırasında bir Ibanez Joe Satriani Serisi JS 1000, bir adet Gibson Les Paul ve bir de Yamaha'nın Strat karakterli gitarlarından Pacifica 412 kullandık. Modelleme kısmının ilk seçeneği olan akustik gitar modellemesi, cihazın en az iddialı bulduğumuz seçeneği. Elektro gitar ile kullanılması durumunda mümkünse sap kısmında single manyetik tercih edilmeli. Bu seçeneğin humbucker ve köprü pozisyonundaki manyetiklere olan cevabı pek kullanışlı değil. Öte yandan JC Clean adı verilen ve aslen Roland Jazz Chorus'u modelleyen seçenek özellikle temiz tonlarda oldukça tatmin edici sonuçlar verebiliyor. Özellikle efekt olarak da chorus seçildiğinde bu cihazda neden 4 hoparlör kullanıldığı daha rahat anlaşılabiliyor. Temiz tonlar için JC Chorus seçeneği favorimizken, crunch ve kirli ama distorion kadar sert olmayan tonlar için seçtiğimiz model, Brit Combo. Aslen Vox AC30 modelinin simülasyonu olan bu seçenek, gain ve volume volume seçeneklerini ortalara kadar açtığınızda alternatif rock, grunge ve punk rock'a uygun kirli tonlar yaratabiliyor. Bu karakterin üzerine efekt biriminden phaser seçildiğinde çıkan tonların grunge akımına yakın duranlar tarafından çok beğenileceğine eminiz. Micro Cube'un distortion karakteri ise yine beklediğimizden oldukça kuvvetli çıktı ve özellikle solo partisyonlarında yarattığı çalım kolaylığı ile beğenimizi kazandı. 3 farklı distortion modellemesi içeren Cube'un en beğendiğimiz distortion seçeneği “Metal” adı verilen amplifikatör simülasyonu oldu. Gain'li, sustain'li ve küçük boyutlu cihazlarda alışık olduğumuz cızırtıyı ve güçsüzlüğü hissettirmeyen, karanlık bir distortion tonu yakalayan “Metal” seçeneği, özellikle adından da belli olduğu üzere metal ve hard rock müdavimlerini de tatmin edecek bir yapı sunuyor. Marshall amplifikatörleri modelleyen Classic seçeneğinde düşük gain'li kullanımlarda, 1970'lerin hard rock tonlarını andıran bir karakter yakalamak mümkün. Roland bu seçeneklerin yanı sıra Black Panel adı verilen Fender Twin Reverb modellemesi, R-Fier isimli Mesa modellemesi de sunuyor. Black Panel blues ve caz kullanımlarına, R-Fier ise bilindiği gibi daha sert tarzlara uygun bir yapı sunuyor. Yine de bize göre “Metal” seçeneğinin distortion tonları fazlasıyla tatmin edici. Tüm bu modellemelerin yanısıra mikrofon ile kullanım için bir seçenek de bizlere sunuluyor.



Efektler
Micro Cube RX modelinde bulunan 8 farklı amplifikatör modellemesinin yanısıra 6 da efekt yer alıyor. İlk iki efekt delay ve reverb'den oluşan ambiyans efektleri. Bu seçenek, bir tek düğme ile kontrol ediliyor ve reverb ile delay zamanlamalarını bu düğmeyi çevirerek ayarlamak mümkün. Sağa doğru çevirdikçe delay zamanları yavaşlarken, reverb kısmında bu hareket sesin daha da uzun süre reverb'e uğramasına yol açıyor. Hem reverb hem de delay efektlerini aynı anda kullanmak ise mümkün değil. Sol kısımda yer alan ve geri kalan 4 efekti üzerinde barındıran düğmeye, sırasıyla chorus, flanger, phaser ve tremolo efektleri atanmış durumda. Yine aynı mantıkla çalışan bu efekt birimleri, düğme sağa doğru çevrildikçe daha yavaş ve belirgin bir etkiye sahip oluyorlar. Bu efekt katındaki favori iki seçeneğimiz chorus ve phaser oldu. Özellikle phaser tonlarını Black Panel modelinin gain verilmiş haliyle kullandığımızda ortaya Alice in Chains ve Sound Garden vari tonlar çıktı. Bu efektlerin başarısında stereo imajın oldukça güçlü olmasının da payı büyük. Roland firması stereo imajı güçlü kılabilmek amacıyla bu küçücük cihazda çift power amp kullanıyor. Bu da cihazın hoparlörlerinin ikisine bir power amp düşmesi anlamına geliyor. Böylelikle daha geniş ve özellikle efekt kullanımında ortaya çıkan bir hacim duygusu kazanılıyor. Cube'da aynı zamanda üç bant EQ ve bir de ritm bölümü bulunuyor. Rim kısmında sadece metronom kullanımı yapılabildiği gibi, cazdan rock'a, blues'dan dans, latin ve pop müziğe kadar uzanan değişik ritmler de eşlik olarak kullanılabiliyor. Micro Cube RX'in üzerinde bir de akort cihazı yer alıyor. Böylece bu küçük cihaz, bir gitaristin ihtiyacı olan hemen her türlü aksesuarı da üzerinde barındırmış oluyor.

Sonuç
Roland Micro Cube RX, sanıldığı gibi sadece başlangıç seviyesinde olan ve muhtemelen ilk amplifikatörünü almak üzere olan son kullanıcıları değil, profesyonel ve her ortamda elektro gitar çalmak durumunda olan gitaristleri de hedefleyen bir ürün. Eski modeline kıyasla 4 hoparlörü, 8 farklı amplifikatör modellemesi ve 7 efekt birimiyle geniş bir ton yelpazesine sahip, ayrıca metronom ve akort cihazı ile de aksesuar olarak zengin bir içerik ile karşımıza çıkıyor. Tüm bu özelliklerinin ötesinde; küçük amplifikatörler segmentinde geniş ton yelpazesi ve bizlere yarattığı gerçek gitar çalım tecrübesi ile seri başı olmayı hakediyor.

İletişim ve fiyat
Zuhal Müzik tarafından ülkemize getirilen Roland Micro Cube RX, 758 TL'lik bir fiyat etiketine sahip. Amplifikatörü internet üzerinden www.muzikenstrumani.com adresinden de satın alabilirsiniz.

1 comment:

  1. Çok iyi bir amfi ama Zuhal'de çok pahalı bir fiyata satıyorlar.

    Mydukkan'da 695,50 şuan için...

    Zaten Amerika'da filan tanıdığım olsa direk oradan getireceğim.

    Orada yaklaşık 230 $ gibi bir fiyata geliyor.

    Gerçekten de dediğiniz gibi profesyonel işi bir amfi olduğunu düşünüyorum.

    Yani eğer ilk amfinizi almışsanız,ilerlemişseniz gitarda,daha da ilerlemek istiyorsanız ve paranız da yetiyorsa hiç kaçırmayın derim.(biraz uzun bir tanım oldu ama :) )

    Teşekkürler inceleme için.

    ReplyDelete